İş Hayatında Anlamı Nasıl Bulursunuz?
Pazar akşamı olduğunda ertesi günü düşünerek karnınıza ağrılar mı giriyor? İşe giderken ayaklarınızın geri geri gittiğini mi hissediyorsunuz? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Gallup’un 2017 yılında Amerika’da yaptığı bir araştırmaya göre insanların sadece üçte biri işini severek yapıyor. Çok kullanılan bir deyiş vardır: “Ya sevdiğin işi yap, ya da yaptığın işi sev.” İş hayatında anlamı bulabilmek için bu ikisinden en az birini içselleştirmeniz gerekiyor. Gelin önce ilk kısma bakalım.
Sevdiğiniz İşi Yapmak
Bunun için önce kendinizi iyi tanımalısınız. Sizi diğerlerinden ayıran özellikleriniz neler? Neyi yaparken akış deneyimini yaşıyor ve sadece o işe odaklanıyorsunuz? Mihaly Csikszentmihalyi “akış” kavramında iki düzlemden bahseder: Yetenekler ve zorluklar. Akışta olmak için yeteneklerinizin karşılaştığınız zorluklarla baş edebilecek düzeyde olması ve bu zorlukları aşmaya çalışırken kendinizi iyi hissetmeniz gerekiyor. Sevdiğiniz işi bulmaya çalışırken nerelerde bu deneyimi yaşadığınızı düşünerek işe başlayabilirsiniz.
Bence iş-özel hayat dengesi diye bir şey yok. Tek bir hayatımız var ve işimiz de özel hayatımızın, daha doğrusu yaşamakta olduğumuz tek hayatımızın bir parçası. Dolayısıyla kişisel olarak bizi biz yapan özellikleri işimizde de yansıtabilmemiz bütünlük duygusunu hissedebilmek için çok önemli. Öncelikle hayat amacı cümlemizi düşünelim. Bir Japon felsefesi olan ikigai bu hayat amacını şu soru ile tanımlar: “Her sabah sizi yataktan kaldıran nedir?”
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz. Sadece e-posta adresinizi vererek ücretsiz olarak Harvard Business Review Türkiye Blog'a üye olabilirsiniz. Keyifli okumalar.