2021: Karantina mı, Kuluçka mı?
Tırtılın kelebeğe dönüşmesi için sadece besin alıp büyümesi yetmez. Etrafını kendi ürettiği iplikle örmesi ve o kozanın içinde 2-3 hafta sabırla beklemesi gerekir. Bir yumurtadan yavrunun çıkması için de yaklaşık 1 aylık bir kuluçka zamanının geçmesi gerekiyor. 2020 yılında hayat inanılmaz bir hızla akmaya devam ederken Mart ayında evlerimize kapandığımızda da insanlar olarak böyle bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum. Bu dönemde kimileri dinginlik ararken, kimileri kendini beslemeye devam etti. Kimileri ise "saçmalamayın arkadaşlar bu bir karantina, kişisel gelişim kampı değil" dedi :)
Ben karantinayı kişisel gelişim kampına çevirenlerden oldum. Mart-Eylül aylarındaki karıncavari çalışmalarımın karşılığını da Eylül-Aralık aylarında fazlasıyla aldım. O sözü duyduğumda ise ilk aklıma gelen soru şu oldu: "Neden değil? Neden bu bir kişisel gelişim kampı olmasın?" veya neden uzun zamandır hayalini kurduğumuz ve zaman bulamadığımız (ayırmadığımız) için yapamadığımız şeyleri yapmayalım? Bu sorular beni başka bir yere götürdü: İki zihin yapısına. "Fixed Mindset" denilen sabit zihin yapısında insanlar bir şeyleri değiştiremeyeceklerini düşünür ve risk almazlar. Hatalarından öğrenmezler ve hata yapmaktan kaçınırlar. Bu durum için söylenmiş en güzel sözlerden biri Simyacı'nın da yazarı olan Paulo Coelho'dan gelmiştir:
"Gemi limanda güvendedir fakat gemiler limanda durmak için yapılmamışlardır."
İkinci zihin yapısı ise "Growth Mindset"tir. Bu zihin yapısına sahip kişiler değişime hızla adapte olur, hatalarından öğrenir ve her zaman daha iyisini yapmanın yollarını ararlar. Korona tüm dünyayı vurduğunda bu iki zihin yapısının farklı tepkiler gösterdiğini gördük. Bir kısım karanlığa küfretti, değişmek istemedi ve hata yapmaktansa beklemeyi tercih etti. Diğer bir kısım ise aydınlık için mum yaktı, çözüm yolları aradı, bazen düştü ama her zaman ayağa kalkmasını da bildi. Bence 2020 yılı bu iki zihin yapısı arasındaki çizginin net şekilde görüldüğü bir yıl oldu.
Düşmek ve kalkmak. Bu kısım önemli. Geçenlerde Sertaç Doğanay'ın linkedin üzerinden yaptığı bir ankette, katılımcılar kurumsal hayatta başarılı olmak için en önemli yetkinliğin "Resilience" yani yılmazlık/duygusal iniş çıkışları yönetebilme becerisi olduğunu belirtmişlerdi. Eğitimlerimde Resilience'ı şu şekilde anlatıyorum: "Her zaman güneşli yolda yürümeyeceğiz. Bazen yağmur yağacak, bazen kar. Bazen de yerler buz tutacak, dengemizi kaybedip yere düşeceğiz. Resilience ilk olarak bu durumun farkındalığı ile başlıyor. Bu farkındalıkla birlikte yağmur yağma ihtimalini düşünerek yanımıza şemsiye almamız gerektiğini biliyoruz. Bu beceriye sahip olmak ise yağmur yağdığında o şemsiyeyi çıkarıp açabilmek ve ıslanmamak. Yağmur dindiğinde ise tekrar şemsiyeyi kapatıp yerine koymak. Şemsiyeyi ne kadar hızlı açabilirsek o kadar az ıslanırız ve o kadar hızlı kuruyarak günlük hayatımıza geri döneriz." 2020 yılı da şemsiyeyi sürekli yanımızda taşımamız gereken ve sürekli aç-kapa yaptığımız bir yıl oldu. Bu benim için de böyleydi. 10 yıllık kurumsal hayattan çıkıp bir maceraya atıldıktan 1 ay sonra evlere kapandık. Şubat'ta başladığım büyük bir eğitim yarım kaldı ve Ekim'e kadar bekledik. Mart ve Nisan'da planladığım tüm eğitimler iptal oldu. İşte o zaman şemsiyemi açtım ve ilk kez Podcast kaydı yaptım. Eğitimlerimi online'a uygun hale getirdim. Youtube'a içerik yükledim, Korona Döneminde Müşteri Deneyimi Manifestosunu yazdım... Karantinayı kuluçkaya çevirdim, Eylül'den sonra kelebeğe dönüşmüş ve kanat çırpmaya başlamıştım.
Şimdi geldik 2021'e. Beni tanıyanlar bilirler, her yıl 1 Ocak'ta bir önceki yılı değerlendiriyorum ve önümdeki 12 ayı planlıyorum. Yılı planlarken öncelikle bu rehberin çıktısını alıp dolduruyorum. Bu yılın rehberi az önce dolduruldu :) Sonra yılbaşındaki hedeflerime bakıp hangilerini ne kadar başarabildiğimi inceliyorum ve önümdeki yıl için yeni hedefler belirliyorum. Örneğin 2020 için 33 hedefim vardı. Bunların 13 tanesini tamamlamışım, 12 tanesi yarım tamamlanmış ve 8 hedefimi gerçekleştirememişim. Her ne kadar kötü bir tablo gibi gözükse de sonuçlar çok da fena değil :) 2020'de kuluçkadan çıkanlar 10 başlık halinde şu şekilde:
İş: Pisano'da işe başladım. Akademi lansmanını yaptık ve 200 kelimeden oluşan müşteri deneyimi sözlüğü, müşteri deneyimi rehberleri, blog yazıları gibi birçok içerik ürettim.
Eğitmenlik: Toplam 61 eğitimde 270 saat eğitim vererek 400 kişiye dokundum.
Konuşmalar: Sertaç Doğanay, Hakan Akben, Murat Erdör, Ercan Altuğ Yılmaz gibi üstatların düzenlediği 15 webinara konuk konuşmacı olarak katıldım.
CX Sertifika: Userspots ile ikisi genel katılıma açık, ikisi kurumlara özel olmak üzere 4 Müşteri Deneyimi Sertifika Programı yaptık. Yeni program 2 Şubat'ta başlayacak.
Üniversite İşbirlikleri: İlk kez Bausem ile bir üniversite bünyesinde eğitim verdim. Yine ilk kez MEF Üniversitesi'nde ders vererek en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim.
İçerik: Podcast hayalimi gerçeğe dönüştürdüm, toplam 11 bölüm ekledim. Youtube'u da boş bırakmamaya çalıştım, oraya da bu yıl 5 bölüm eklendi. Çoğu HBR'de ve CXPA'de olmak üzere 8 makale yayınladım.
Global Liderlik: 70 Ülkede 4000'den fazla üyesi olan CXPA'in Yönetim Kurulu'na seçildim ve tüm yıl kurulda yer aldım. Şirketlerin müşteri odaklılığını değerlendirip sertifika veren Customer Institute'a Direktör olarak katıldım.
Ödül: Dünyadaki En İyi 150 Global Müşteri Deneyimi Düşünce Lideri'nden biri seçildim.
Yarışma: Uluslararası 3 müşteri deneyimi yarışmasında jüri başkanlığı yaptım. 2021'de yapılacak Türkiye Müşteri Deneyimi Yarışması (TCXA)'ın başkanı oldum.
Gelişim: Tüm bunları yaparken kişisel gelişimi ve kafa dağıtmayı da ihmal etmemeye çalıştım. 18 kitap okudum, 35 film ve 18 dizi izledim.
2021 yılı için de 30 hedef belirlendi. Bu yıl uçmadan önce kozada yeterli vakit geçirmenin önemini anladığım bir yıl oldu. Siz bu yıl kendinizde neleri keşfettiniz? 2021'de de karantinada mı kalacaksınız yoksa kuluçkada mı olacaksınız? Yağmur yağdığında güneşin yokluğuna mı söyleneceksiniz yoksa şemsiyenizi açıp yürümeye devam mı edeceksiniz? Sabit zihin yapısıyla kapasitenizin sınırlı olduğuna kendinizi ikna edip en ufak bir zorlukta vaz mı geçeceksiniz yoksa gelişim odaklı zihin yapısıyla kendinizi aşmaya çalışarak geminizi güvenli limandan çıkararak engin okyanuslara doğru bir yolculuğa mı çıkacaksınız?
İnsanın hayatını belirleyen şeyler başına gelenler değil, onlara verdiği tepkilerdir.
2021'de başımıza neler geleceğini henüz bilmiyoruz. Bunları çoğu zaman da seçemiyoruz. Kimse korona olmak veya evde kalma mecburiyetinde olmak istememişti. Fakat başımıza gelenlere vereceğimiz tepkiler ve atacağımız adımlar bize özel. Bu adımlar 2021'nin nasıl geçeceğini ve nasıl bir kelebeğe dönüşeceğimizi belirleyecek. Kanatlarınızı açtığınız, uçmaktan korkmadığınız, önce kendinizi, sonra da dünyayı daha çok keşfettiğiniz bir yıl dilerim.
Comments